DOYA DOYA ENDÜLÜS

Malaga havaalanından Granada’ya hareket ediyoruz (yaklaşık 1,5 saat/ 135 km). İlk gün programımıza UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde karşımıza çıkan Albaicin Mahallesiyle başlıyoruz. Albaicin, dar sokakları, Endülüs tarzıyla harmanlanan yerel Mağribi mimari örnekleri ve mahalle sakinleriyle tanınıyor.

Ve elbette Zambra ile.

Benzersiz bir dans ve şarkılar eşliğinde gerçekleşen sosyal, kültürel ve müzikal fenomen olarak tanımlanan bu gösteriyi, yerel bir restoranda alacağımız akşam yemeği öncesinde, yine bu bölgede, kayalara oyulmuş bir mekanda izleyeceğiz.

Geceleme Granada’da.

Günün ilk bölümünü Endülüs’ün en ilgi çekici mekanlarından Elhamra Sarayına ayırdık. Yaklaşık 2,5 saat süren bir yolculuk sonrasında antik dönem tarihçisi Seneca’nın kenti Cordoba’ya geçiyor, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi kent merkezini, Roma Köprüsünü, dünyaca ünlü Mezquita’yı (cami – katedral), sinagogu ve Cordoba’nın büyük festivallerinin gerçekleştiği çiçeklerle donatılmış dar sokaklarını görüyoruz. Ardından otele yerleşmek üzere Sevilla’ya geçiyoruz.

Akşam yemeği yerel bir restoranda.

Endülüs gezimizin en etkileyici duraklarından Sevilla’da UNESCO’nun “Dünya Mirası Alanı” ilan ettiği, tarihin önemli dönemlerinin göstergesi; anıtsal kompleksi oluşturan yapılardan; Avrupa’daki en büyük Gotik bina olan katedrali ve Alkazar Sarayı’nı sonrasında da İspanya Meydanı ve Yahudi Mahallesini doya doya geziyoruz.

Akşam yemeği öncesi, İspanya’nın en ünlü Flamenco (UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde) gösterilerinden birini izleyeceğiz.

Günün ilk bölümünde tüm Endülüs’ün en güzel ve bir o kadar da şaşırtıcı Beyaz Köylerinden Setenil de las Bodegas’a gidiyoruz. Kayaların altına inşa edilmiş, kısmen de oyulmuş, çatısını kayaların oluşturduğu evleri, çiçeklerle süslü beyaz duvarları ve dar sokaklarıyla şirin bir yerleşim Setenil de las Bodegas.

Sonraki durağımız Beyaz Köyler olarak adlandırılan bölgenin giriş kapısı, İspanya’nın en eski kentlerinden Ronda. 18. yüzyılda, sembolik yapılarının inşası 19. yüzyılda Ronda’ya Romantik imajını kazandırır, birçok ünlü gezgin bölgeye adeta akın eder. Orson Welles ve Ernest Hemingway de bu akıma katılanlardandır.

İspanya’nın en eski boğa güreşi arenası Plaza de Toros’u, içerisinde yer alan Kraliyet Binicilik Okulu’nu ve müzeleri görüp ilginç tarihine tanık olacağız. “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” romanına esin kaynağı olmuş, kentin sembol yapılarından “Yeni Köprü”yü hem gündüz hem akşam ışıklandırılmış bir şekilde göreceğiz.

Günün geri kalanını fotoğraf meraklıları için tam bir cennet denmesine yol açan çarpıcı Ronda manzaralarına, tipik sokaklarına ve daha birçok ilginç yapıyı görmeye ayırıyoruz.

Ronda’da bağcılık bir hayli eskiye uzanır. Kente birkaç kilometre uzaklıkta bir Roma yerleşiminin, Acinipo’nun kalıntıları bulunmaktadır. Bölge sakinlerince bu kentin adı “İyi Şaraplar Vadisi” olarak yorumlanır. Biz de programımıza bir atölyede bölgesel ürün tadımı eklemeyi ihmal etmedik.

Akşam yemeği yerel bir restoranda.

Geceleme Ronda’da.

Sabah yönümüzü Costa del Sol’a (Güneş Sahili) çeviriyoruz ve ünlü, dünya jet-setini her yıl İspanya’ya çeken, turistik cazibe merkezi kentlerinde kısa molalar vererek Malaga’ya geçiyoruz. Göreceğimiz yerler sırasıyla İspanya’nın Saint Tropez’i olarak bilinen Puerto Banus, Costa del Sol’un başkenti sayılan Marbella ve Endülüs’ün ünlü Beyaz Köyleri’nden Mijas. Malaga’da Picasso Müzesi ve tarihi merkezi gezip yerel bir restoranda alacağımız akşam yemeği öncesi otele yerleşiyoruz.

Geceleme Malaga’da

Turumuzun son günü 13h30 havaalanı transferimiz öncesi serbest zaman.